Birkaç aylık bebeğe: “Ne kadar da yaramazsın,” diye kızmışlar. “Sanki karnın açmış gibi ağlayıp duruyorsun. Fakat annen seni kucağına alınca, bir damla süt emip bırakıyorsun.” Bebek, ‘melek diliyle’ konuşarak: “Hiç süt içmesem de Allah beni doyurur,” demiş. “Ama annemin bana sarılması için, elimden başka bir şey gelmiyor ki…” *** İnsanımız yıllar boyu (çok az bir örnek dışında) ruhunu tatmin etmeyen, bu yüzden de kendisine yabancı gelen öyküler okudu. Çünkü önüne konulan malzeme o kadardı. Bunun sonucunda da, özelikle gençlerin ruh dünyaları karardı ve bu dünyada sergilenen muhteşem güzellikler; karanlığın etkisiyle gitgide daha az görünmeye başladı. Oysa Allah bu âleme dikkatli gözlerle bakılmasını, her eser ve her olayın arkasında gizli olan İlahî sanatın görülmesini istiyordu. Bunun için ‘farklı bir gözlük’ gerekirdi. Çok şükür ki 80’li yıllarda ortaya çıkan ve HAYATIN İÇİNDEN doğan güzel öyküler, kendi çapında da olsa bu farklı gözlüğü takabildi gözlere. Bu kitapta yer alan ve tefekkür gözlüğüyle yazılan kısa öyküler, eminiz ki sizleri de farklı bir âleme götürecektir.

Benzer Kitaplar