Yaşam bir bütün olarak göz önüne alındığı zaman ne anlama gelmektedir? Gerçekleştirme arayışında olduğumuz amaçlar nelerdir? Hangi mutluluk olasılığı bizi ayakta tutar? Bu soruları sormak, yaşam sorununu kendimize sormak anlamına gelmektedir. Bu tür sorular bizi dirençsiz ısrara sevk eder. Onlar birbirinden ayrı bir şekilde bulunan bir çağın çığlıklarıdır. Daha önceki yüzyılların çalışmaları ölçülmez derecede faydalı bilgilerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Onlar yeni bir kültürün ortaya çıkmasını ve evrene yeni bir gözle bakılmasını sağlar. Ancak onun muzaffer ilerlemesi henüz içsel yaşantımızda anlık bir ilerleme sağlayamamıştır; onun göz kamaştırıcı zaferleri insanoğlunun tin ve maddesi için kazanım elde etmemiştir. Aralıksız enerji ile o bizi gitgide daha fazla olarak dünyaya yöneltmiştir. Onun zorluklarıyla başa çıkma isteği bizim çevremizle belirlemektedir. Eğer bizim güçlerimiz bütün olarak dışsal şeyler üzerine yoğunlaşmışsa ve içsel yaşantımızda gitgide azalan bir ilgi varsa, ruh kaçınılmaz bir şekilde acı çekecektir. Başarı ile yüceltilmiş olarak biz henüz kendimizi boş ve yoksul hissederiz. Bizler kişisel olmayan bir uygarlığın araç ve gereçlerinden ibaretizdir. Bu uygarlık bizi kullanmakta ve sonra bir kenara atmaktadır. Bugünün ulusları ve bireyleri acımasız bir şekilde ezilmektedir. Yaşamın ya da ölümün merhametsiz uçurumuna yuvarlanmaktadır, insanoğlunun değer verdiği her şeyi önemsiz kılmaktadır.

Benzer Kitaplar