Birden apartmanın ışıkları söner. Tedirgin, içeriye girerim. Evin zifiri karanlığında, tıpkı sahneye ilk çıkışımdaki hisle ilerlerim. Perdenin arasından, koşturarak evlerine ve evlerindekilere yetişmeye çalışan insanlara bakarım. Oynamayan insanlara ve hayata. Bir süre, karşı apartmanın pencerelerinin ardında olup bitenleri seyrederim. Asıl hayatın açık perdelerin değil, çekili perdelerin ardından olduğunu düşünürüm birden. Annem başka oyundadır artıkve ben, elimde bir paket eklerle, onun terk ettiği hayatın provasında! Oynayamam daha fazla. Perdeleri çekerim.’