Her gün pek çok şey bekliyordum; gelmek bilmeyen otobüsler, randevusuna geciken sorumsuz arkadaşlar, bir türlü demlenmeyen çay, zamanın yavaşladığı sıkıcı dersin bitimi... Fakat daha önce annem hariç herhangi bir kadını özlemle beklemişliğim yoktu. Sesi rehavi makamında bestelenmiş bir Gizem vardı. Fesleğen kokusu, Galata Kulesi’nin gölgesi, şekersiz çay, sutyen askısının laciverdi, martı sesleri... İlahiyat okumaya gelen çocuğun başını döndürdü... Âşık, maşukadan başka her şeye kör olandı. Sonra Lâl çıktı, hazine avcıları ve diğer polisiye olaylar... Harun Candan bir yolculuk anlatıyor Hayalname’de... Arayan birinin iç sesiyle bizi gezdiriyor. Gökte yıldızlar, karaya oturmuş bir hayal teknesi. Yeni ve sakin bir ilk roman

Benzer Kitaplar