Dicle’nin Sesi, Mehmed Uzun’un en güçlü romanlarından biri. Günümüze tutulmuş bir aynaya benzeyen bu tarihi romanı, ötekilerin ya da mağlupların anlatısı olarak görmek mümkün. Birçok katmana sahip romanda, bir kanon romanda olması gereken herşey var, kişisel dramlar, aşklar, hayal kırıklıkları, mücadeleler, mazlum toplulukların (Kürtler, Keldaniler, Yezidiler, Ermeniler, Yahudiler) başkaldırıları, umutları, mağlubiyetleri, yıkımları, tehcirleri, sürgünleri, iç kavgaları, anlatıları, duyguları, sesleri, müzikleri, Doğu’nun ve Batı’nın edebiyat tarihi, Mezopotamya uygarlıkları, Ege ve Akdeniz, Tevrat, İncil, Kuran, Zerdüştlük, öteki yerel inanışlar... Her şey ama her şey mükemmel bir kurgu ve edebi üslupla anlatılıyor... Roman, sadece Kürtler için değil, tüm Ortadoğu için de çok önemli. Çünkü romanın sadece dili değil, anlatımı, üslubu anlatılıyor... Roman, sadece Kürtler için değil, anlatımı, üslubu, teması, estetiği de çok farklı ve çok önemli. Büyük olasılıkla dünya için de çok önemli...