Seni çok iyi tanıyorum. Çünkü kamufle edip camın önünde çok gece izledim seni, izleyecek kadar sevdim. Yanından bile kovdun. Git demenin ne demek olduğunu bilmeden söyledin bunları. Seni o kadar seven ve o kadar düşleyen adamın hak ettiği yer adama kendi kendini yedirten girdap olmamalıydı. Sessizce umut aradığımız zamanlarda sadece beklemeyi göze aldık. Güvenmediğimiz gizli saklı satırlarda bıraktık her şeyi. Sensiz geçen ayların tarifini yapmak istemiyorum, sadece alışkanlığımızdan kaybetmişiz her şeyi. Birbirimize dayanamadık çürük tahtalara sırt verdik hep, defalarca düştük, asla akıllanamadık. Şimdi uzun seneleri koparıp atmak için kollarımı sıvadım, yine şiirler yazılacaktır eminim. Kilometrelerce uzaktan adını haykıracak kadar yenilsem de sana. “Geri gelmeyeceğim”