1977 sonbaharında, Harvard’ı yeni bitirmiş genç bir Yahudi, Massachusetts’te Cambridge caddelerinde, Tunuslu taksi şoförü “Kalaş” ile tanışır. Yapay, değerinin iki katı pahalı ve gerekenin beş katı büyüklükteki “aşırı-dandik” şeylerden hoşlanan Beyaz Amerikalılar’a lakabını aldığı Kalaşnikof tüfeği gibi ateş püsküren bu değişik Arap, kahramanımızın hayatını, insanlarla ve özellikle kadınlarla ilişkisini değiştirir. Kahramanımız, bir yandan yüksek lisans konusu olan 17. yüzyıl İngiliz edebiyatıyla ve hocalarıyla uğraşırken, bir yandan da -Amerika’ya uyum sağlamamakta direnen - Kalaş aracılığıyla, Amerika’da yerleşik yabancı olmak konusunda çarpıcı bir eğitim alacaktır.