Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en tartışmalı konularından biri, imparatorluğun Birinci Dünya Savaşı’na girmesidir. Savaşa girmeden hemen önce yaşanan gelişmeler, pek çok tarihçinin araştırma konusu olmuş ve bu konuda bugüne kadar farklı tezler ortaya atılmıştır. Bir grup yazar ve araştırmacı, Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’na girmesinin tek sorumlusu olarak Enver Paşa’yı gösterirken, bazı araştırmacılar da, imparatorluğun savaşa dahil olmasının tamamen kendi iradesi dışında gerçekleştiğini iddia ederler. Mustafa Aksakal bu kitabında, Osmanlı Devleti’nin savaşa girme sürecini ayrıntılarıyla inceliyor. Avrupa devletleri arasındaki savaşa katılıp katılmamak konusunda bir süre tarafsız kalmayı başaran Osmanlı Devleti’nin, hangi koşullar altında ve ne gibi nedenlerle savaşa girmeye karar verdiğini, dönemin olayları ve askeri yazışmaları ışığında, ayrıntılı bir şekilde gözler önüne seriyor. İkincil kaynaklar, hatıratlar, diplomatik arşivler gibi geniş bir kaynakça yelpazesinden yararlanılarak hazırlanan bu eserde Mustafa Aksakal, imparatorluğun bir kumandanın hatası sonucu savaşa sürüklendiği ya da kendi iradesi dışında savaşın içine çekildiği yönündeki tezleri çürüterek, Osmanlı liderlerinin 1914’te imparatorluğu parçalanmaktan ve yabancı denetimine girmekten kurtarabileceğine inandıkları yegâne kararı alarak savaşa girdiklerini savunuyor. Mustafa Aksakal, bu çalışmasıyla farklı bir bakış açısı sunuyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’daki yenilgisinden sonra Almanların imparatorluğa bakış açısının değiştiğini gösteren Aksakal, ayrıca Jön Türklerin de yardakçı ya da kumarbaz değil, ellerindeki en iyi kartı oynamaya çalışan rasyonel siyasetçiler olduğunu ortaya koyuyor. Erik Jan Zürcher, Universiteit Leiden Mustafa Aksakal kitabında hem Osmanlı hem de Avrupa (özellikle Alman) arşivlerini sorgulamakta, tarihsel kanıtlarıyla Osmanlı’nın savaşa girme kararına nüanslı yorumlar getirirken İttihat ve Terakki yönetimini savaş diplomasisinde etkin ve rasyonel bir oyuncu olarak incelemektedir. Birinci Dünya Savaşı’nın yüzüncü yıldönümü arifesinde tarihçiler, yakın dünya tarihinin bu önemli evresi üzerine yeniden düşünürken Aksakal’ın eserini göz ardı edemeyeceklerdir. Hasan Kayalı, University of California, San Diego