2013 yılı Aralık ayının ortalarıydı... Bir sabah Türkiye’yi şok eden operasyonlara uyandık. Bakan çocukları, “saygın” ve “hayırsever” işadamları, üst düzey bürokratlar gözaltına alınıyor, geçen her dakika “şok” edici bilgiler büyük bir ihtiyatla kamuoyuna duyuruluyordu. İddialar vahim bir o kadarda güçlüydü. Yeni yetme bir “işadamı” devlette önüne geleni “yemlemiş”, bununla da yetinmemiş, akıl almaz bir ticari “beceri” ile “Türkiye’nin cari açığını kapatmış”tı. İddiaların ses-görüntü kayıtlarıyla güçlendirilmesiyle olayın “kahramanı” halkın gözünde “rüşvetçi-sahtekar” olmaya başlamıştı ki, 1 Kasım 2013 tarihinde Emine Erdoğan’ın elinden plaket aldığı ortaya çıktı. Zaten “rüşvet” iddiasıyla tutuklanmasının hemen ardından Tayyip Erdoğan kendisinin “hayırsever bir işadamı” olduğunu söylemişti.