Bu kitapta, kızların kaçırılması, satılması, dengine düşmemesi, oğlan ve kızların farklı değerleri, kına geceleri kadının yeni evindeki yaşamı, çalışma koşulları, hastalığı, yaşlılığı, ölümü, öldürülmesi... gibi otuz beş ayrı yaşam tablosuyla ilgili 508 halk şiiri var. Bunların 140’ı ilk kez yayımlanıyor. Kitabın sonunda kadın-erkek eşitsizliğinin biyolojik, dinsel, töresel ve bilinçlenmeyle ilgili neden ve etkileri inceleniyor. Birçok düşün ve sanat adamı, türkülere güvenmemiz gerektiğini söylüyor: İnsanlığın ölümsüz sevinçlerini, acılarını, umut ve korkularını dile getiren halk şiiri, tek gerçek şiirdir (Jacop ve Wilhelm Grimm Kardeşler). Onlar bir halkın tarihidir. İnsanı, en çok onlarda tanırız. (John Steinbeck). Onlar, insan soyunun tam bir tanımıdır. (Yehudi Menuhin). Bizim türkülerimiz, kadınların dünyasında ağıtlaşıyor. Ağıt düzeninde veriyor kadını bize. Türkülerin tanıklığıı böyle. Türküler, şiirler ve onların değerlendirilmesi için, kendi derlemelerimiz dışında, Türkiye’nin bellibaşlı kitaplık ve belgeliklerinden ve ayrıca Paris’te Musee de I’Homme başta olmak üzere, Paris ve Brüksel’in devlet ve üniversite kitaplık ve belgeliklerinden yararlanıldı.