Leon Duguit’nin hukuk anlayışı Auguste Comte ve Emile Durkheim’ın sosyolojisinden kök alır. Duguit’ye göre, hak sahibi özneyi esas alan hukuk sübjektiftir. Kişinin doğuştan gelen, mutlak birtakım hakkı olduğu düşüncesi metafizik, düşünsel evreye özgüdür. Ona göre, Comte’un belirttiği üzere insanlığın pozitif evresinde, metafizik kavramlara dayanan böylesi bir hukuk anlayışına yer yoktur. Duguit bireyin mutlak hakları olduğu fikrine dayanan bir hukuk anlayışına olduğu gibi siyasal iktidara mutlak bir irade bahşettiğini düşündüğü egemenlik düşüncesine de karşı çıkmaktadır. Bu konudaki ifadeleri “Kanun var olmayan bir genel iradenin veya bir devlet iradesinin ifadesi değildir. Onu tanzim eden birkaç kişinin iradesinin ürünüdür” ve “Kamu gücünü esas alan rejimden diktatörlük ve tiranlık rejimine geçmek için sadece bir adım atmak yeterlidir” diyecek kadar serttir. Duguit’nin Paris’te L’École des Hautes Études Sociales’de yani “Tedkikât-ı İctimaiye Mektebinde” vermiş olduğu üç konferansı içeren bu çeviri, Darülfünun Hukuk Fakültesi Mecmuası’nın Eylül 1924’te yayımlanan 16. sayısından itibaren sıralı toplam üç sayısında tefrika edilmiştir. Edip Serdengeçti’nin çevirdiği metnin orijinal adı Le Droit Social, Le Droit Individuel et la Transformation de l’État’dır. İlk baskısı 1908’de yapılmış, 1911’de ikinci baskıya girmiştir. Bu ikinci baskıyı esas alan Serdengeçti çevirisi, ilk kez Latin harfleri ile yayınlanıyor.

Benzer Kitaplar