Allah (c.c.), Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde Hz. Peygamber (a.s.)’in Kur’an vahyine hiçbir müdahale ve katkısının olmadığını belirtir. Yani Kur’an bütünüyle Allah Kelamıdır: "Şayet o bize karşı sözler uydurmuş olsaydı, biz onu kuvvetle yakalardık. Sonra onun şah damarını koparırdk. Hiçbiriniz de onu koruyamazdınız." (Hakka 69/44-48) Elbette böyle güvenilir bir Kitap bizim için en sağlam bir kaynak ve en yanılmaz bir ölçü durumundadır. Okuduğumuz her türlü eserde gördüğümüz dini ifade ve hükümleri O’na başvurmak suretiyle tashih edebileceğiz. Ancak burada üzerinde durmamız gereken önemli bir nokta daha vardır. Bu nokta da; Hz. Peygaber (a.s.)’in asla Kur’an’a karşı olmayacağına dair olan inançtır. Allah insanlar için, adına ‘İslam’ dediği bir dini, görevlendirdiği elçisine yanlışsız olarak teblig ettirip uygulattırmaktadır. İşte bu uygulama sünnettir. Bizim savunmuş olduğumuz tez: Sünnetin Kur’ani muhteva içinde ve onun gölgesinde anlaşılması ve her konuda ona dönmesi gerektiği; Sünnet olarak kabul ettiğimiz herşeyin mutlaka Kur’ani bir asla dayanıyor olmasıdır.