İnsan yüreğinin attığı yeri yurt olarak görse de, iç dünyası doğduğu topraklara aittir. Bu topraklara memleket denir. Memleket deyince bir başka heyecana kapılır insan ve bir başka bakar gözleri. Bu özlem bir kor gibi yakar tutuşturur insanı. Yıl1961. Türkiye ile Almanya arasında “İşgücü Alımı Anlaşması” imzalanır ve ilk olarak 2 bin 500 Türk Almanya’ya göç eder. Türkiye’de yaşam şartları şimdiki gibi değildir, zorludur. Binlerce insan yeni umutlar ve ekmek uğruna yaşadığı toprakları terk edip Almanya’ya gider ve giderken eşini, çocuğunu, ailesini en başta da vatanlarını geride bırakırlar. Zaman içinde memlekette Almancı, gurbette ise yabancı olarak kalacaklardır. Onlar bundan sonra ne tam anlamıyla Türkiye’ye ne de Almanya’ya ait olacaklardır. Kısacası onlar artık araftalardır… 6 yaşında annesiz kalan, 8 yaşında evlatlık verilen, 9 yaşında okula alınmayan, 16 yaşında evden kaçan, 20 yaşında vatanından ayrılan Zübeyde’nin Yozgat İstanbul ve Almanya üçgeninde geçen zorlu yaşam mücadelesine gözyaşlarınızla tanık olacaksınız. Aynı zamanda bu kitap bir döneme ışık tutarken binlerce gurbetçinin de kabuk bağlamış yarasını yeniden kanatacak…