Çaresiz kalmanın tarifsiz hafifliğine yasladık ruhumuzu, vurdumduymazlığına teslim olduk. Arkadaşımın gözünden süzülüp gelen o tek damlayı, ufka yığılan akşamüstünün kucağına bıraktık, iyi geldi… Birkaç isimsiz yolcu geçti içimizden. Birkaç ufak ümide tutunduk ne olduğunu pek de bilmeden… Solan güne arkamızı döndük, yürüdük akşamın içine doğru. Pelin Macit Kutlu, kalemini önce “Hâlâ Sarıysa Mimozalar”daki aforizma tadında şiirsel metinlerde sivriltti. Sözün nasıl söylenirse daha etkili olacağının araştırılması ve bulunmasıydı o ilk kitap. Şimdi artık bu kalemle her türlü fazlalıktan arınmış, yoğun öyküler yazma zamanı gelmişti. O da bunu yaptı. Etkileyici, çarpıcı, gürül gürül akan, hangi konuda yazılmış olursa olsun kendini, aktığı hızda, su gibi okutan öyküler yazdı. Yine de su gibi okunmamalı ama. Her satırda dilin tadına vararak, keyfini çıkararak okunmalı, yudum yudum...

Benzer Kitaplar