İlyas Huri 1948 yılında Beyrut’ta dünyaya gelen bir Hristiyan olarak FilistinMeselesi üzerine eğilirken yaşı gereği kendi hafızasına güvenmemiş, öykülerinimülteci kamplarında görüştüğü Filistinli mültecilerden toplamıştır.Huri’nin anlatıcısı, komadaki hastasını konuşarak tedavi etmeye çalışanHalil’dir. Yunus’un öyküsünü anlatırken yurtlarını kaybeden Filistinlikadınların, erkeklerin ve çocukların öykülerini de aralara ekler. Böylece 1001Gece Masallarına dönüşen öykülerden oluşan bir Filistin destanı yaratılmışolur. Yunus ve eşinin aşklarını gizlice sürdürdükleri Bab uş-Şems’tekikaçak buluşmalarını, ölümün yumuşak sesini duyan Umm Hassan’ı, İsrailMahkemesince otuz yıllık cezaya çarptırılan Adnan’ın “…devletinizin otuz yılsüreceğini gerçekten düşünüyor musunuz?” diyerek kahkaha atışını, büyük birözenle asılan şehit posterlerini Halil’in dilinden dinliyoruz. Yunus’un dilindendökülen: “Filistin’i işgal edenler, kaybettiğimiz anda vatanımızı keşfetmemizisağladılar.” itirafına şahit oluyoruz.