...Durdu, gözlerime baktı. ‘Gözüme toz kaçtı’ diyemezdi. Çünkü her taraf yemyeşil çayır ve çimenlerle bezeliydi. O yüzden hiçbir rüzgâr buradan toz kaldıramazdı... Gözleri daha da nemlenerek; Ağladım... dedi. Ağladım işte! Tamam mı? Ve burnunu çekeçeke ağlamaya başladı. Nasıl ağlıyor, nasıl içini çekerek hıçkırıyor... Dayanamayıp kalktım. Yanına gittim. İki sevimli kulağını avuçladım, boynunu ve sırtını okşadım... Biraz sakinleşince sordum: Ağladığını anladım. İyi de, neden ağladın? Kim, neden ağlamış? Kim bilir? Herhâlde kimin neden ağladığını kitabı okuyanlar öğreneceklerdir...

Benzer Kitaplar