Lazzarato, kapitalizmde “üretim” ve “öznellik üretimi”nin eklemlenmesini, Deleuze ve Guattari’yi izleyerek, “toplumsal tabi kılma” ve “makinesel kölelik” dispozitiflerinin işleyişiyle açıklıyor. Toplumsal tabiiyet sayesinde öznellikle donatılırız ve bir kimlik, bir cinsiyet, bir meslek, bir milliyet tahsis edilir bize. Tabiiyet, bireyselleşmiş özneleri, onların bilinçlerini, temsil ve davranışlarını üretir. Makinesel kölelik ise bireyselleşmiş öznenin üstüne eklemlenir ve bu özneleşmenin çözülüşüyle ortaya çıkar. İşte, Lazzarato’ya göre öznellik üretimi, toplumsal tabi kılma ve makinesel köleliğin bu kesişme noktasında vuku bulur. Peki bu işleyişte göstergeler nasıl işlev görür? Gösteren… sembolik… göstergeleşmeyen semiyotiklerin kapitalist yersizyurtlaşmada, yeniden yerliyurtlulaşmada, toplumsal işleyişi denetlemedeki rol ve işlevi nedir? Kapitalizmde üretim ve öznellik üretimi arasındaki ilişkiyi dikkate almayan günümüz eleştirel teorileri, daha da ileri giderek bu bağı yok sayan Alain Badiou, Jacques Rancière’in teorileri neden yeni politik özneleşmelerimizi kavramaktan yoksundur? Lazzarato kitap boyunca, üretim kavramıyla Marx, hakikati kimin istediğini soran gür sesiyle Nietzsche, kendilik kaygısıyla Foucault, başka bir dünyanın militanları olarak Kinikler ve elbette soruları yanıtlardan daha değerli bulan Deleuze ve Guattari’den yararlanıyor. Lazzarato ile birlikte kapitalist asamblajları bir bir yıkıyoruz. Politik özneleşme süreçlerinin, “yaratımın” ve “yeninin” virtüelliğinde dans ediyoruz. Yüz yıllık o soruyu, hazır cevapları ile değil, bize sağladığı fırsatlarla yeniden soruyoruz; “Ne Yapmalı?” 

Benzer Kitaplar