Almanya’da enflasyon yüzünden paranın pul olduğu yıllarda, sıradışı bir koleksiyoncunun hikâyesidir bu. İhtiyarlığında gözleri görmez olan ve fırsattan istifade, ailesi tarafından koleksiyonunun büyük kısmı elden çıkartılan bir adam. Stefan Zweig, koleksiyonunun anısına tutunan bir ihtiyarın hikâyesini tüm trajikliğiyle anlatıyor. Sahaf Mendel’de ise, Jakob Mendel adında, “ilginç” ve zeki bir adamın hüzünlü hikâyesine tanık oluyoruz. 1915’te, Avusturya’ya düşman olan insanlarla işbirliği yapmakla suçlanan Jakob, toplama kampına götürülecek; savaşın sonuna doğru kamptan çıktığında ise artık her şeyin sonsuza kadar değiştiğini fark edecektir.