Tüm dünyayı gezerek ya da koltugunuzda oturarak muhtesem sehirleri kesfetmek istiyorsanız, Görmeniz Gereken 501 Sehirsizin en degerli kaynaklarınızdan biri olacaktır. Bu kitapta dünyadaki en büyük sehirler olan Mexico City, Tokyo, Bombay ve New York gibi sehirlerin yanında; apayrı bir klasmandaki Galler’deki St. David’s (1600 kisilik nüfusuyla bir sehirden ziyade kasaba gibi görünmektedir), Bulgaristan’daki Karadeniz’in Incisi Nessebar (nüfusu 10.000) ve Uruguay’ın en eski sehri Colonia del Sacramento’yu (nüfusu 22.000) bulacaksınız. Her sehrin bilgilendirici ve renkli betimlemelerinin yanında sehri ziyaret etmek için en iyi dönemin hangisi oldugu, kesinlikle görülmesi gereken bölgeleri ve pratik bilgiler de baslık altlarında verilmistir. Bir sehri gezmenin çok sayıda olumlu yönü vardır. Pek çok sehir her türden restoran, otel ve farklı eglence türüne ev sahipligi yapmaktadır. Pek çogunun tarihi köklüdür, müzeleri, sanat galerileri, bilgilendirici, keyif verici ve eglendirici kaynakları bulunmaktadır. Bazı sehirler ise turistlere çok çekici gelmeyebilir. Böyle sehirlerde atmosferi yasamak, günlük hayatın tarzını benimsemek ve tamamen zevkine varabilmek için akısına kapılmak gerekir. Etiyopya’daki büyüleyici Harar sehrine, Mali’deki Timbuktu’ya veya Bhutan’ın baskenti Thimpu’nun hayali cennetine giderseniz bes yıldızlı oteller, gece kulüpleri veya sandviççiler görmeyi beklememelisiniz. Gelismekte olan ülkelerdeki sehirleri ziyaretten edinilecek deneyim ve haz San Francisco, Venedik veya Paris’ten alınacak zevkten tamamen farklıdır. Bir turist olarak bu sehirleri gezecekseniz, beklentileriniz ne olursa olsun kitabımızda, çantanızı toplayıp biran önce tatile çıkmak için ilham ve heyecan verici bilgiler bulacagınıza emin olabilirsiniz!