Gılgamış Destanı, tarihin en eski ve önemli yazılı destanıdır. On iki kil tablet üzerine Akad çivi yazısı ile yazılmıştır. Bu destan, Uruk kralı Gılgamış’ın ölümsüzlüğü aramasının hikâye edilmesi şeklinde vücut bulur. Bu destanda aynı zamanda Nuh Tufanı’nın bir bölümü de hikâye edilmektedir. Destan’da Gılgamış, en yakın dostu Enkidu’nun ölümünden sonra başladığı ölümsüzlüğe ulaşma çabalarının boş bir çaba olduğunu ve Tanrı Enlil’in tavsiyeleriyle, insanın ardında; ancak büyük bir isim bırakarak ölümsüzlüğe ulaşabileceğini kabul etmek zorunda kalmıştır. Destana konu edilen Kral Gılgamış gerçekten yaşamış bir tarihi kişiliktir. M.Ö. 28. yüzyılda Mezopotamya’da bulunan bir Sümer kenti olan Uruk kentinde doğmuş, yaşamış ve hüküm sürmüştür. Ölümsüzlük bilgisinin peşindeki insanı yücelterek anlatan Gılgamış Destanı, Gılgamış’ın ölümünden bin yıl kadar sonra yazılmış ve günümüze kadar gelebilmiştir.