Dünyanın hikâyelerden meydana geldiğini düşünen yegâne varlık insandır, dünya kitabını türlü kılıklara bürünerek okuruz: Gezgin olur, aydınlanmaya giden hacılar gibi sayfalarda yol alırız; toplumdan kaçar, okuyarak kendi fildişi kulelerimize çekiliriz. Bazen bilgiyi özümsemek için değil de kitapkurtları gibi kendimizi sözcüklerle tıka basa doldurmak için yalar yutarız kitapları. Manguel olağanüstü geniş ufkuyla ve birikimiyle okurları ve onların dört binyıldır dünya denilen metinle kurdukları ilişkiyi anlatan metaforlar zincirini irdeliyor. Kitaplarla şaşkına dönmüş Don Quijote ve hac yolcusu Dante, öğrendikleriyle felce uğrayan Prens Hamlet, okuduklarıyla yaşamak istediği hayatı birbirine karıştıran Emma Bovary gibi bildik kahramanların yardımıyla edebiyat karakterlerinin okurlara ve okumaya dair değişken tutumlarını yansıtan bir yol haritası çıkarıyor. Okuryazar toplumlar, yazılı söz üzerine kurulmuş toplumlar insanla evren arasında algılanan ilişkiyi adlandırmak için temel bir metafor geliştirmişlerdir: dünya okumamız gereken bir kitaptır.