Akşam kurstan dönünce posta kutusunda bir mektup buldu. Ceylanlardan geliyordu. Yazmanın yaşamaktan daha değerli olduğunu düşündü. Belli belirsiz bir sesle ‘Yazı bir uçmaktır‘ dedi. Oysa yıllar önce, ‘Edebiyat daha çok sonsuzlukta bir cereyandır, yazı onun için bir mazbata mahallidir‘ derdi. İçeride ölgün bir ışık vardı, şaşırdı, böyle bırakmamıştı çıkarken. Kapı aralıktı. Papağan içerideydi. ‘Öldürücü bir zehir gibi benden kaçıyorsun, boşuna tüketiyorsun kendini‘ dedi. Sustu Yeşil Gözlü Adam. Papağan acı sözler söyledi. ‘Yıldızınızı karartacağım, bize akıllı adam lazım değil‘ dedi. Ne olduysa Papağan‘ın bunları söylediğinin akşamı oldu.