Elif Şafak, Türk edebiyatının son on yılında, Orhan Pamuk ve İhsan Oktay Anar gibi, varlığını kuvvetle hissettiren bir romancı oldu. Romanları giderek çok satar hale geldi; birçok dile çevriliyor ve bir bölük okuyucu tarafından ilgiyle okunuyor. Ancak tuhaftır, bir grup okuyucu tarafından da o oranda giderek sevilmeyen, görülmek istenmeyen bir yazara dönüştüğü gözlemleniyor. Gazeteler, onun TÜYAP kitap fuarında dört saat kitap imzalamaktan bileklerinin yorulduğunu yazınca Ertuğrul Özkök, “Islak imza makinesi lazım” (Hürriyet, 3 Kasım 2009) diye yazarken, Semih Gümüş, “Edebiyatın Dünü ve Yarını” altbaşlıklı Modernizm ve Postmodernizm kitabında Elif Şafak'ın adını bile anmıyor.