Bugünümüz dünümüzden süzülüp gelmiştir, onun bir türevi ya da bir uzantısı gibidir. Bir ölçüde onunla özdeşleşir bir ölçüde de onunla tersleşir. Dün yapıp ettiklerimiz dünde gömülüp kalmıyor, bugünümüzü derinden etkiliyor. İnsanoğlu üç boyutlu bir zamansallıkta yaşarken kendini dünle yarın arasında bir geçiş yeri gibi algılar. Aysel’in dün yaşadıkları onun yanlışı mıdır? Her edimimizi doğru ya da yanlış diye belirleyebiliyor muyuz? Yaşanan yaşanmıştır: şimdiki duygularımızda ve düşüncelerimizde dün yaşadıklarımızın izleri vardır. Bugün yanlış diye belirlediğimiz şey daha önce bize yanlış gelmemiş olabilir. Hangisi doğru deseler ne diyeceğiz? Yargılamaktan çok anlamak önemli olmalı. Anlamak istemek ve istememek diye bir şey de var elbet.

Benzer Kitaplar