Masanın üzerinde kitaplar, dergiler, kağıtlar filan vardı. Kimi zaman geç vakte kadar yarı göçebe gibi yaşadığı bu odada bir şeylerle uğraşır dururdu. Okur, kimi şeyler yazar, olmadı deyip yırtar, kalkıp kağıtları çöp kutusuna atar, çöpçülerin böylesi kağıtları okuyup okumadıklarını düşünür, eli sigaraya gider, garip hareketler yapar, kesinlikle emin olmasına rağmen ‘biri izlese ne der’ diye düşünür, bir sürü şey düşünür, kimi zaman dakikalarca masanın üzerine eğilmiş vaziyette bir cümleyi yakalamak için çırpınıp durur, kimi zaman kaybeder, kimi zaman kazanır, vakit geç olmuştur, herkes çoktan üçüncü uykusundadır, o daha birinciye bile başlamamıştır, sabah gözleri şiş şiş olacaktır yine ve biri ona bunun nedenini soracaktır, ilgisiz ve karışık bir iki lafla geçiştirecektir bunu, adam anlamadığını bir kere daha anlamayacaktır, belki hep gözlerini takip edip duracaktır o adam, sabah kalkınca su ile uzun süre masaj yapmayı bir çare olarak düşünmektedir, eğer hafta sonuna ait bir gecenin içinde bulunuyorsa bütün bunların önemi yoktur ve uzak denizlere açılan biri gibi hür hisseder kendini, geceyi ellerinden tutmuştur bir kere, sahne karanlıktır ve boştur, gece danslarından birini daha yaşamaktadır, bu bir sırdır onun için, gece dansları, bu ismi bulmuş olmasına sevinir, eğer işler de iyi gittiyse (yazı tıkanıp kalmamışsa) doyum olmaz bu dansa!

Benzer Kitaplar