Kısacık bir ömre sığdırılmış bir avuç şiirle Ermenice edebiyatın yönünü değiştirmiş, ardından gelenler üzerinde derin izler bırakmış bir şairdi Garbis Cancikyan. Daha çocuk sayılabilecek bir yaşta, geçmişte adeta şairlerin kaderi gibi görülen ince hastalığa tutulmuş, 1940’ların zorlu koşulları altında okul, iş, ev, geçim dertlerini de omuzlarından hiç indirmeden şiirin, yazının, edebiyatın peşinde koşmuştu. Doyasıya yaşamadan dünyayı terk edecek olmanın derin acısı yüreğine yer etmiş birinin yakarması, dövünmesi olağanken, o hiç sızlanmandan, metanetle karşılamıştı ölümü. Kendi sonunu bir günbatımına benzeterek, hayallerini, umutlarını, yüzüstü bırakıp, iç dünyasının çalkantıları içinde sönüp gidişini incelikli bir anlatımla dizelere dökmüş, “ömrünün şubatı”nı sonsuzlaştırmıştır. Kitapta, Ohannes Şaşkal’ın usta işi çevirisiyle Türkçede adeta yeniden yaratılan Cancikyan’ın şiirlerinin yanı sıra, düzyazıları ve hakkında kalem arkadaşlarının yazdıkları da yer alıyor. ‘Şu Ömrümün Şubat’ı’ yitip gitmiş bir şairin nadir bulunur değerdeki edebi birikimiyle tanışmak, sadece 26 yıl sürmüş yazı sevdalısı bir ömrün tanığı olmak isteyenler için.