Gagavuz kimliği, Oğuzluk ruhu ve Ortodoks Hıristiyanlık inancının karışıp kaynaşması. Karadeniz’in kuzeyinden Balkanlar’a akan Hunların, Bulgarların, Kumanların, Peçeneklerin ve Uzların tarihî hatıraları. Selçuklu tahtından Dobruca’ya sürülen Keykavus. Balkanlar’ın azizi, evliyası Sarı Saltuk ve bir uzak ülkede halden hale yoldan yola evrilen yol arkadaşları. Balkanlar’ın ve Anadolu’nun yeni sahibi Osmanlı, dilde ortak, dinde farklı kardeşlerini keşfediyor. Bir yanda Gagavuzlar öbür yanda Karamanlılar. Şanlı ordunun mağlup ve mahzun geri çekilişinin ardından Ruslara, Bulgarlara, Yunanlılara terk edilen ülkeler ve geride kalan gözü yaşlı Türkler… Rusya’dan Romanya’ya, Romanya’dan Rusya’ya art arda el değiştiren topraklar…Bunca talihsizlik içinde, kendi insanının talihine ve tarihine sahip çıkan din adamı Mihail Çakır, ona Türkiye’nin dost ve kardeş elini uzatan bilge diplomat Hamdullah Suphi Tanrıöver. Gagavuz köylerinde Türkçe öğreten Mustafa Kemal’in öğretmenleri, Ali Kanterelli ve diğerleri. Türklük bilinciyle Türkiye’ye gelen ve geriye dönemeyen, Vasili doğup Veysel olarak ölen Gagavuzlar. Çağdaş Gagavuz edebiyatının öncüleri D. Tanasoglu, N.Baboglu, D. Karaçoban ve daha sonrakiler. Çok dilli çok kültürlü ortamların pusulası şaşmamış halkı Gagavuzlar, Doğu Avrupa’nın çilekeş Türkleri ve onları bugüne taşıyan kültürleri, edebiyatları.