Kökleri Atilla’nın sarayına kadar uzanan, en az 1500 yıl eskiye giden âşıklık geleneği, fert ve toplum planında pek çok işlevi bulunan, önemli kültürel değerlerimizden biridir. Nüfusumuzu halk kategorisine yerleştirerek nüfuzumuzun oluşmasına, kimi durumlarda artmasına ciddi katkılar sunan bu gelenek, küreselleşmenin yan etkilerine karşı bir panzehir olması özelliğiyle günümüzde önemini daha da artırmıştır. Dolayısıyla gelenek, artan önemine paralele olarak nitelik ve nicelik bakımından daha yetkin çalışmaların yapılmasını hak etmekte ve bunu da acilen beklemektedir. Bu beklentiye bir nebze de olsun cevap verebilmek ümidiyle filizlenen bu çalışma, geleneğin dinamiklerine Furkanî’nin şiir özelinde farklı açılardan yaklaşmayı ve onları yeniden değerlendirmeyi deneyerek hem âşık edebiyatı araştırmaları hem de bu edebiyatın ilk özneleri olan âşıklar için yeni bir model sunmaya gayret etmiştir.