Doktor, pisikiyatrist, bilim adamı, psikolog; Freud bunların tümüydü. Fakat o aynı zamanda bir filozoftu. 1896’da arkadaşına yazdığı mektupta şöyle diyordu: Genç iken en çok arzuladığım şey felsefe bilgisine sahip olmaktı; hiçbir şeyi bu kadar çok istememiştim. Şimdi bu hasretimi tıptan psikolojiye geçerek giderme yolundayım XIX. yüzyıl bilim adamlarının felsefeye olan merakları sıradışı birşey değildi. Pekçoğu için bilim, felsefe demekti. Ancak o, birçoklarından farklı olarak felsefenin metafizikten değil, bilimden temellenmesi gerektiğine inanıyordu. Özlücesi; bilim yoluyla bilgi ye varılmasından yanaydı. Ne çare ki ondaki bu felsefi merak psikolojik çıkarımlarına da etkidi ve bu durum onun daha ziyade bir psikoloji teoristi olarak anılmasına sebep oldu. Yayınlandığı yıldan bu yana Avrupa ve Amerika’da onlarca baskı yapan bu kitap, Freudyen psikolojinin temel kavramlarını etraflıca ele alıyor; id, ego, süperego, psişik enerji, içgüdü, cathexis, anti-cathexis, bilinç, bilinçdışı, anksiete, savunma mekanizmaları, erojen bölgeler gibi konuların geniş bir açılımını veriyor okuyucuya. Bu yönüyle gerek psikoloji meraklıları gerekse uzmanlar için vazgeçilmez bir eser.