Sıradan insanların -yapmaları şöyle dursun- devrim istedikleri bir çağ, olağandışı bir çağdır. Ayrıca devrim korkusu, her zaman için devrimin gerçek bir ihtimal olmasından daha yaygın bir olgudur. Fransız Devrimi de ‘Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik‘ sloganıyla son derece olağanüstü olaylardan meydana gelen bir görkemli hareket, modern dünyanın tarihinde derin dönüşümlere yol açmış bir epizoddu. 1789‘da harekete geçen bu devasa dişli sadece Fransa‘yı değil, bütün Kıta Avrupası‘nı değiştirmiş, hatta yıldırımlarını başka kıtalara yağdırmıştı. Dolayısıyla, Devrim yalnızca 1789 değil, aynı zamanda 1793-1794‘tü, yani hem ılımlı hem Jakobendi -ikisi birbirine aitti. Üstelik bu Devrim‘de halkın gücü, başka hiçbir devrimde görülmediği derecede belirgin, doğrudan ve kararlılıkla sahneye çıkmıştı. Fakat yine de bu devrim burjuvaziye gerçek bir özgürlük kazandıracak, fakat halkın özgürlüğü kâğıt üzerinde kalacaktı.‘