Susan Sontag’ın çığır açan kitabı Fotoğraf Üzerine’nin yayınlanmasından beri fotoğraflara, özellikle de şiddet ve acı fotoğraflarına, birer fotoğraf ‘röntgencisi’ olarak kendi rolümüzü sorgulamadan bakmamız imkansız hale geldi. Bu görüntülerin çoğalması bizi duyarsızlaştırıyor mu? Yoksa bu görüntüler bizim adalet duygumuzu harekete geçirip bizi eyleme mi sevk ediyor? Başkalarının acısını mı tüketiyoruz? Bu görüntülere tepkimiz ne olmalı? Fotoğrafın Krizi:Vahşeti Fotoğraflamak bu soruları cevaplamak için günümüzde fotoğraf üzerine yazan Rebecca Solnit, Griselda Pollock, Geoffrey Batchen, Shahidul Alam, Fred Ritchin, Alfredo Jaar, Ariella Azoulay, John Lucaites, Robert Hariman ve Susan Meiselas, Barbie Zelizer gibi önemli yazarların makalelerini bir araya getiriyor ve fotoğrafların, fotoğrafı çekilenlerin ve fotoğrafçıların ardındaki gerçekleri açığa çıkarmak için görüntülere dair yakın okumalar sunuyor. Wounded Knee’de Sioux Kızılderilileri’nin katledilmesinden Kongo'da Belçika Krallığının yaptığı katliamlardan, Abu Ghraib’te tutuklulara uygulanan işkencelere, Çin’deki kıtlıktan Güney Afrika’daki ‘apartheid’ rejimine kadar geniş bir fotoğraf yelpazesi inceleniyor. Her bir makale özellikle ikonik bir görüntüye odaklanıyor ve fotoğrafa daha da yakından, tekrar bakmamızı sağlamak için belirgin bir yaklaşım ve bağlam sunuyor. Buna ek olarak kitapta yer alan dört foto-makale vahşet fotoğraflarını çeken fotoğrafçıların çalışmalarını ve sanatçıların bu fotoğraflara dair kendi düşüncelerini sunuyor. Bu kitaptaki makaleler vahşet fotoğraflarının tarihsel ve coğrafi haritasını çıkarıyor ve bu rahatsız edici görüntülere dair mevcut kaygılarımıza cevap veriyor. Fotoğrafın Krizi: Vahşeti Fotoğraflamak sadece fotoğrafa dair sunduğu kavrayışlar açısından değil, ayrıca insan dünyasındaki adaletsizlik ve acıya dair sunduğu düşünceler açısından da önemli bir kitap.