Eski bir İtalyan kasabası olan Fontamara, faşizmin yeniden iktidarda vücut bulduğu dönemi, içinde yaşayan yoksul köylüler ve küçük toprak sahipleri üzerinden anlatıyor. Fontamara’da ilk olarak elektrikler gider, sonra da en önemli kaynakları olan suları tehlikeye girer. Köylüler, yaşamda değişmeyenin değişen parçalarıdır. Bu insanların tek istedikleri de daha refah bir hayat sürmek ve sorunları karşısında seslerini yetkili birilerine duyurmak. Fakat hangi yolu denerlerse denesinler köylülerin karşısına kulağı sağır, gözü kör muhataplar çıkar. Hiçbiri yetmezmiş gibi hayatları boyunca duymadıkları o kelimelerle suçlanırlar: “Komünist, Asi, Anarşist ve Serkeş!” İtalyan yazar Ignazio Silone’un gençlik yıllarında şahit olduğu olayları, gerçekliğinden koparmadan ve alaylı bir dille anlattığı Fontamara, faşist bir yönetime maruz kalmış insanların çaresizlik ve umutsuzluğa karşı başkaldırış hikâyelerini bizlere sunar. ‘Peki ama, neden korkuyorlar?’ ‘Neden olduğunu kimse bilmiyor. Sadece korkudan…’ “Faşizmi bizlere sergilemek için Sabahattin Bey’in cıvıl cıvıl gözleriyle, sekmez sezgisiyle seçtiği bu kitap, zaten mütegallibe sultası altında inleyen bir köylülüğün faşizmden de nasibini alınca nasıl direnç bilincini devşirdiğini anlatır. Sabahattin Bey örnek bir çeviri çıkarmıştır ortaya, her yapıtında olduğu gibi Fontamara’da da tam bir usta vardır önümüzde. Ey sevgili usta, toprağın memleket topraklarınca bol olsun…”

Benzer Kitaplar