Güneydoğu’da son 50 yılda yaşanan olaylar hep terör, anarşi, operasyon, hesabı sorulacak, ihanet sözcükleri ile anıldı. Halbuki bu olaylar “Geliyorum!” diye alarmlarını yıllarca önce vermişti. Ancak “Geliyorum!” diyen olayları hazırlayan sebepler bölgede yaşanırken bunları okuyacak, anlayacak ve tedbir alacak basirette yetkililer olmayınca, olaylar, yıllarca ihmal edilmiş, kendi kaderine terk edilmiş, zaman ve insana uygun olmayan bölgede yaşanan sosyal yapının üzerinden katlanarak geldi. Bu yapıyı; bölgeye çalışmak için dışarıdan gelen, bölgede şark görevi gereği bulunan, burada yaşayan, burada yaşarken olaylar nedeniyle batıya göçmüş farklı insanların yaşamlarından alıntılarla resmetmeye çalıştık, bugünün olaylarını doğuran, dünün yaşam biçimidir ilkesi gereği. Bugün yaşadıklarımızın asıl sebebinin; Cumhuriyet’in kurulmasıyla birlikte benimsenen yeni değerlerin, yıllarca, Fırat’ın doğusuna geçirilmemiş olmasından kaynaklandığı kanaatiyle kitabımızda bölgede yaşanan olaylar nedeniyle ülkede yeterince acı çekildiğini, huzura; ancak savaş, kavga, çatışma yöntemleri dışında aklın, ferasetin ışığından bakarak, geçmişteki yanlışları düzeltmek üzere başlanacak bir çalışmayla ulaşılabileceğini anlatmaya çalıştık.