Elinizdeki eser İbnü’l Arabi’nin başyapıtı Fütuhat-ı Mekkiyye’nin 8. cildinde bulunan 107-108. kısımlar ve 162-167. bölümleri içermektedir. Bu bölüm Fütuhat-ı Mekkiyye’de kimya-i saadet başlığıyla yer alır. Kimya-i saâdet, insanı saadete ve kemâle ulaştıran kimya, yani ahlâk ilmi demektir. Kimyanın popüler isimlendirmesi simyadır. Kimya veya simya madenlerdeki değişimi ve başkalaşmayı inceleyen ilmin adıdır. Bakırın altına dönüşmesi veya kurşunun altına dönüşmesinin imkanını bu ilim inceler. İbnü’l Arabi buradan bir karşılaştırma yaparak tasavvuf-ahlak ile simya ilmi arasındaki irtibatı gösterir. Tasavvuf insandaki ahlakın olumlu değerler istikametindeki değişimidir ve bu nedenle hal, yani değişme ve başkalaşma ilmidir. Ahlâkta kötü özellikler madenler arasındaki değersiz madenlere karşılık gelirken ahlâkın gayesini teşkil eden erdemler altın mesabesindedir. Bütün madenler altın olma potansiyeline(kuvve) sahiptir. Kimya ilmi, potansiyeli harekete geçirerek madeni bilfiil altın yapmanın imkanını araştırır. Tasavvuf, insandaki değersiz huyları erdemlere dönüştürerek insanı altın haline getirmeyi hedefler. Altın insan, kamil insan demektir. Kimya veya simya ile tasavvufun irtibatı burada kurulur: İnsanları bir maden şeklinde düşünerek onların altın olmasının imkânlarını bulmak! 

Benzer Kitaplar