Değişime olan inançsızlık dünyanın sonunun eli kulağında olduğuna inanılmasına, türlü türlü distopyaların kurgulanmasına zemin hazırlıyor. Kadınların çeşitli biçimlerde anbean maruz kaldığı şiddet birçoklarınca kanıksanıp olağanlaştırılırken, kadın özgürleşmesinin siyasi ifadesi olan ucu açık bir tasarı olarak feminizmin sesleri de çeşitli mecralarda tektipleştirilerek itibarsızlaştırılıyor. Fakat kadınlar direnip mücadele etmeye, başka bir dünyanın hayalini kurmaya devam ediyorlar. Alexandra Brodsky ve Rachel Kauder Nalebuff’ın bu doğrultuda editörlüğünü yaptığı Feminist Ütopya Projesi: Daha İyi Bir Gelecek İçin Elli Yedi Tahayyül’de işte bu türden hayaller boy veriyor ve yenilikçi görüşler, kesif karamsarlığa inat, bambaşka bir dünyaya giden yolun taşlarını sebatla ve neşeyle döşemeye girişiyor. Makalelerden denemelere, şiirlerden öykülere, çizimlerden söyleşilere uzanan biçimsel çeşitliliğiyle, istediğiniz kısımdan okumanıza olanak tanıyan yapısıyla, toplu halde âdeta bir takımyıldızı izlenimi veren fikirlerinin zenginliğiyle bu derleme kitap, okurlarını kendi feminist tahayyüllerini oluşturmaya da kışkırtıyor. Adına yaraşır biçimde feminist olan bir toplumda sanat, cinsellik, çalışma hayatı, eğitim, moda, dil, mutfak, spor, tıp, hukuk, sinema ve ilişkiler neye benzerdi? Feminist Ütopya Projesi statükoya kafa tutuyor, olumlayıcı vizyonları ortaya koyuyor ve bizi yepyeni bir geleceği hep birlikte, şimdi ve burada kurmaya davet ediyor. Bu kitap, feminist muhayyile sayesinde nasıl daha feminist bir gerçekliğin sağlanabileceğine kafa yoranlar arasında elden ele gezecek.” LIBRARY JOURNAL “Feminist Ütopya Projesi kendi ütopyasını hayata geçiriyor: En güncel feminist bakışlarda, insan deneyimi ile kurumsal siyaset ve kamusal hayat iç içe geçiyor. Bu çalışma hayal kurmanın ve eylemenin yeni yollarını gözler önüne seriyor.”