Yaşamın günlük ayrıntılarında yer alan gizemlere, sahnenin gerisindeki güçlerin varlığına ilk ne zaman inanıldı? Dünyanın yaratılması hakkında akıl yürütmeye ilk ne zaman başlandı ve bunlar hangi terimlerle dile getirildi? Doğa olguları nın ötesine, spekülasyona, ruhsallığa, merak etmeye ne zaman geçildi? Bu inançlar ve akıl yürütmeler ne zaman Yunanların felsefe adını verdikleri disiplin içinde kökleşmeye başladı? Antik dünyanın sayısız tanrı ve tanrıçası nasıl tek bir Tanrı haline geldi? Ötemizde olanla ilgilenme ve bütünlüğe yönelik bu talebi kabul etme çabasının ne kadarı felsefedir? Neyi, ne kadar bilebiliriz?... Robert C. Solomon ve Kathleen M. Higgins felsefi düşüncenin köklerini ve gelişimini kolay anlaşılır bir dille, kapsamlı şekilde ele alıyorlar. Üstelik çoklukla yapıldığı gibi sadece Batı merkezli bir odaktan hareket etmiyor, Doğu’yu da aynı şekilde inceliyorlar: Hinduizm, Budizm, Taoizm, Yahudilik, Hıristiyanlık, İslâm gibi büyük dinsel felsefelerin yanı sıra erken Yunan, Hint ve Çin filozofları ile onlardan önceki mitolojik gelenekleri işliyor; felsefe tarihini geniş tarihsel ve kültürel bağlamları içinde değerlendiriyorlar. Bilim, sömürgecilik, devrimler, dünya savaşları, varoluşçuluk, postmodernizm, feminizm gibi birçok konuyu da atlamayarak günümüz dünyasıyla felsefenin bağlantısını inceleyen Felsefenin Kısa Tarihi, sunduğu geniş bakış açısıyla felsefeye ilgi duyan herkes için önemli bir çalışma.