1169 yılında hiç kimsenin adından Şeyh Sinan kadar korkulmazdı. Dağın Yaşlısı, Noisir dağlarının tam ortasında inşa ettirdiği kaleyi ana karargâhı yapmıştı. Mafyas kalesi dağların üzerinde yükselirken bir yandan güç çatışmalarına diğer taraftan da büyük bir aşka ev sahipliği yapmak üzereydi...... Melou, su perisine benzeyen güzelliği ile bir Hristiyan olmasına rağmen hemen Cennet Bahçesi’ne kabul edilmekle kalmamış kısa sürede hem Şeyhin hem de Harem Ağası’nın gözbebeği olmuştu. Ancak dillere destan güzelliği onu yaşayacağı kötü kaderden kurtarabilecek miydi?..... Fedailerden El-Mansur ile Sayf kendilerine verilecek ve Cennet Bahçesi’ne girmelerinin tek yolu olan görevi beklerken, Cennet Bahçesi gerçekten onları bekliyor muydu, yoksa bu görev onlar için Cehennemin kapılarını mı açacaktı?..... Ve Mafyas’ın Cennet Bahçesi’nden kaçan Kira Selahattin’in Kudüs’e yaptığı seferlere karşı Kudüs kralının yanında kılıç sallarken, sarayın başrahibi ile yaşadığı aşka cevap verebilecek miydi?..

Benzer Kitaplar