Farkındalığın ışığında acılar, incinme duyguları, nefret vb. duygular yanar gider. Gerçeğin yolu yoktur ve Gerçeğe bir yol, bu dünyada bir tarikat vasıtasıyla varılamaz. Gerçek sınırsız ve koşulsuz olduğu için organize edilemez. Tüm kurumlar insanları gitmek ve kendi yollarına çekmek içindir. Birinin peşinden gitmeye başladığım an, gerçeğe ulaşman sona erer. Krishnamurti, bu kitabında an’ı tüm farkındalığımızla yaşadığımız sürece belleğin kayıt yapmayacağını söylüyor. İnsan duygusal belleğinde kayda geçmiş anı ları tekrar tekrar hatırlayarak acı çeker. Bu yüzden de geçmişte yaşar. Geçmiş ya da gelecekte yaşayan kişi de an’a tüm dikkatini veremez. An’ın kendisi Şirmdi ve burada yaşayamaz. Farkındalık ışığını an’a yöneltmeyen kişi, bir an sonra geçmiş olacak anların karanlığında kalmaya kendisini mahkum eder. İşte bu karanlık, cehaleti, benciliği, bağımlılığı doğurur. An’da tüm farkındalığımızla dolu dolu yaşadığımızda hiçbir eksiklik kalmayacağı için, bir an sonra geçiş olacak olan bu an, eksikliği tamamlamak için bizi kendisine doğru (geçmişe doğru) çekmez. Ve biz yeni bir anı deneyimlemek üzere tümüyle özgür oluruz.