“Sen şimdi ihanet etmedin bana. Çok daha önceden ihanet etmiştin. Daha biz tanışmadan önce bütün hayatını bu ihanetin gerçekleşmesi için yaşamıştın. Aslına bakarsan ben de öyle. Sen bana ihanet etmek için doğmuştun doğduğunda. Ben de senin bana ihanet etmen için doğdum. Aslında sen daha doğmadan, ben doğduğumda bu ihanetin gerçekleşmesi zorunlu hale gelmişti. Hatta bu ihanet öylesine zorunluydu ki, ben senden önce doğduğuma göre, ihanet edilmek için doğmuştum ben. Sen yalnızca bu ihaneti gerçekleştirmek için bir aracıydın.”