Aşağıdaki merdiven henüz ateş sarmamış idi, sade bir duman boğuyor, çıtırtıdan hararetten bunalıyordu, haykırarak merdivenin üst başında bulundular, selamlık tarafına giden koridor ateş içinde idi, harem sofası ufak bir dumanla kaynıyor, Süreyya'nın odası köşede duman içinde kayboluyordu; o zaman Süreyya orada, içeri girmeye cesaret edemeyerek: “Suat Suat! diye haykırdı, Necip kapının önüne kadar koşmuştu, dehşetli bir hararetle boğuluyorlardı, tekrar Necip: “Suat!” diye inledi, ikisine de bir inilti işitiyoruz gibi geldi, fakat ses mahşer bir çatırdı ile boğuldu, bir fırından fışkıran alev gibi bakarak, eriterek hücum eden duman içinde evvela bir saniye ikisi de tereddüt ettiler, fakat sonra Süreyya Necip'in dehşetle haykırarak içeri atıldığını gördü: “Necip,” diye koşmak istedi; fakat dehşetli bir çatırtı ile tavanın yıkılıp oda kapısının ateş içinde kaybolduğunu görerek deli gibi döndü...