“Yaşadığımız bu şehri, şu kocaman İstanbul’u tanımıyoruz” dediğinde kardeşim şaşırmıştım. “Nasıl olur?” dedim kendi kendime. İlk işim babamla konuşmak oldu. O da bana önce Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sini okumakla başlayın, dedi.