Robin Hood, Panço Villa, Salvatore Giuliano, Jesse James, Billy the Kid, İnce Memed, Giuseppe Musolino, Brezilyalı Lampiao, Wu Sung, Panayot Hitov, Salvator Rosa Sandor Rosza, Francisco Sabaté, Bolşevik ‘Kamo‘... Bunlar, tarih boyunca bilinen ve baladlarla, şarkılarla, şiirlerle halkın nesilden nesle hikâye ederek naklettiği gerçek ve kurgusal eşkıyaların isimleri. Yaşayan en büyük Marksist tarihçi Eric J. Hobsbawm‘a göre: Eşkıyalık büyük bir hareketle birleştiğinde, toplumu değiştirebilecek olan ve değiştiren bir gücün parçası haline gelir. Sosyal eşkıyaların ufku -köylülerinki gibi- dar ve sınırlı kaldığından, tarihe yaptıkları müdahalelerin sonuçları da doğallıkla kendi bekledikleri sonuçlar olmayabilir. Hatta bu müdahaleler, beklediklerinin tam zıddı yönde sonuçlar doğurabilirler. Ancak bu, eşkıyalığın tarihsel bir güç olarak önemini anlatmaz. Hem her halükarda, dünyanın büyük toplumsal devrimlerini gerçekleştirenlerin kaç tanesi, kalkıştıkları şeyin fiili sonuçlarını öngörebilmiştir ki?