İlkçağ, insanlık tarihinin önemli bir kesitini oluşturur. Günümüzün pek çok kurumunun temeli bu dönemde atılır. Köy yerleşmelerinden, kent yaşamına geçiş, devletin ortaya çıkışı, yönetim yapısının biçimlenmesi, ilkçağ adı verilen bu zaman sürecinde serpilip gelişir. Siyasal gelişmelerin, yanı sıra toplumsal düzenin gerekli kıldığı yaşam tarzı, sosyal ilişkiler daha sonraki dönemler için örnek teşkil etmektedir. Bunlardan birisi, aile kavramının, ortaya çıkışıdır. Sınırlı da olsa günümüze kadar ulaşan belgeler vasıtasıyla aile kurumunun oluşumu, anne, baba ve kardeşler arasındaki ilişkiyi tespit etmek mümkün olmaktadır. Öte yandan, anlaşıldığına göre, günümüzde olduğu gibi bu devirlerde de ebeveynler çocuklarına bir gelecek sağlama çabası içerisindeydiler. Elimize ulaşan bir metinden öğrendiğimize göre, ilkçağın en eski uygarlığına sahne olan Mısır’da, bir baba, çocuğunun, okula gidip eğitim görmesi için yoğun uğraş vermektedir. İlkçağın, uygar toplumlarının, aynı zamanda,çocuk sahibi olmayan aileleri de düşünüp onlar için bazı çözüm yollan bulmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu gelişmeler sonucunda, en eski devirlerden başlayarak evlâtlık edinme kurumu ortaya çıkmış ve çocuk özlemi çeken ailelerin, evlât edinmeleri, sağlanmıştır. Bu arada, geçmişte gezinip, yaşanmış olayları gözden geçirmek bizlere bir bakıma içinde bulunduğumuz toplumumuzu yeniden değerlendirme fırsatı verecektir. Bu sayede, evlâtlıklarına da kendi öz çocuklarına olduğu gibi sevecen davranıp, özen gösteren bu toplumların belki de bizlere vermek istedikleri dersler olduğunu görebileceğiz. 

Benzer Kitaplar