“Çocukluğumda, kurtların saatlarını sayan görevliler vardı: Mahalle bekçileri. Düdük sesleri, ayak sesleri ile o atmosferi yırtar, delerlerdi. Sessizce çekildiler toplumsal yaşamdan, yerleri boş kaldı. ‘Bekçi’ kavramı da öyle: Artık askıda duran, bizim adımıza kimse beklemez, uykularımızın Godot’su olmaz olduğu için yitip gitmiş bir rolü üstlenen yok şimdi. Kurtlar yapayalnız dolaşıyor sokaklarda.”