Bin sayfadan oluşan ve sadece hacmiyle değil, her yönüyle büyük ve eşsiz değerlere sahip olan bu kitap ön tarihi ve yazılı devirleriyle birlikte Anadolu’nun altmış bin yıllık siyasî tarihini tüm yönleri ve ayrıntılarıyla dile getirir. Ağırlık noktasını Hititler oluşturur. Yazılı ve arkeolojik kaynakları eksiksiz tarayıp kullanamayan, tartışmalı konulara açıklık getiremeyen, bir zamanlar kendilerini “otorite” ilân eden kişilerin klişeleşmiş tezlerini çürütüp doğru ve özgün yorumlar yapamayan, ortalıklarda dolaşan hurafeleri silip atamayan bir eser “tarih” sayılmaz. Zamansal, tematik ve coğrafî kapsam, kaynakların tenkid süzgecinden geçirilerek yerinde ve istisnasız kullanımı, belgelerin elverdiği ölçüde en ufak ayrıntılara kadar giren derin içeriği ve sunuş ve anlatımdaki özellikleriyle kitabın başka hiçbir dilde benzeri yoktur. Aradığını bu kitapta bulamayan okuyucu, başka hiçbir yerde bulamayacaktır. İzlenen yöntem, sorular, sorunlar, karmaşık olayların tahlili ve tüm diğer olaylar enine boyuna tartışılmış, tüm açıklığıyla ortaya konmuştur. Dildeki sadelik ve akıcılık çok başarılıdır. Okurken 3500 sene önce yaşamış kişileri yanı başınızda hissedeceğinizden eminiz.