Güneş daha bir parlak doğdu Orta Asya’nın bozkır tepelerine… Kayı boyu seher vaktinden beri ayaktaydı. İçlerinden Kayının Reisi Süleyman Şah o gece hiç uyumamıştı. İçini kemiren, rahatını bozan, kayının huzurunu kaçıran bir şeyler vardı ve bunlar kafasında durmadan dönüp, duruyordu. Ani bir hareket ve kimseye bir şey söylemeden, atına bindi, ardına bakmadan gölgesiyle yarış etmeye başladı. Fakat o da ne; o gölgesini yakalamaya çalıştıkça gölge büyüyor, ulaşılamaz hale geliyordu. Atının gemini çekti, dönüp arkasına baktı, gördü ki güneş henüz bir mızrak yükselmiş. Aynı hızla geri döndü. Atından inmeden çocuklarını yanına çağırdı; -Gidiyoruz… Dedi. Güneşin doğduğu yerden, battığı yere doğru gidiyoruz. …ve Osmanlı’nın ilk torunları; doğudan, batıya akmaya başladı.