“Sevinciniz, maskesinden kurtulmuş kederinizdir. Şimdi kahkahalarınızla doldurduğunuz o kuyu bir zamanlar gözyaşlarınızla dolmuştu. Başka nasıl olabilir ki? Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk oluşturursa, oraya doldurabileceğiniz sevinciniz de o denli fazla olur. Şarabınızı doldurduğunuz bu kap, çömlekçinin fırınında pişirilmiş bardak değil mi? Ve ruhunuzu sakinleştiren şu ut, bıçakla oyulan ağacın kendisi değil mi? Mutluyken yüreğinizin derinliklerine bakın, göreceksiniz ki sizi şimdi mutlu eden şey bir zamanlar kederlendirenle aynı. Kederlendiğinizde de tekrar dönüp yüreğinize bakın, şimdi gözyaşı döktüğünüz şey bir zamanlar sevinç kaynağınızdı.“ İlk yayımlandığı günden bu yana klasikler arasındaki yerini muhafaza eden bu kitap, çağının bilgesi kabul edilen Lübnan asıllı filozof, şair Halil Cibran’ın en önemli eserlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Cibran’ın işlediği konulardaki evrenselliği, gençliğe yol gösterici olma özelliği,