Ermeni Meselesi ve buna bağlı olarak Ermeni soykırımı iddiaları, son dönemde Türkiye'yi ve dünya kamuoyunu belki de en fazla meşgul eden konuların başında geliyor. Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Türk hâkimiyeti altında huzurlu bir dönem geçiren Ermeniler, sanat ve ticaretle uğraşarak kısa sürede zenginleşmişlerdir. Osmanlılar döneminde devlete sadakatle bağlılıklarından dolayı "Millet-i Sadıka" olarak isimlendirilen Ermeniler, tercümanlık, vergi toplayıcılığı, büyükelçilik ve bakanlık gibi önemli görevlerde bulunmuşlardır. Batılı büyük devletlerin, Osmanlı Devleti'ni parçalamak için yaptıkları planların bir piyonu olan Ermeniler, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti açısından bir sorun olmaya başlamışlardır. Ermeniler, bu tarihten itibaren Osmanlı Devleti'ne karşı isyan ederek terör faaliyetlerine yönelmişlerdir. Birinci Dünya Savaşı sonlarında, özellikle Rusya'da Bolşevik İhtilali'nin patlak vermesinden sonra Ermeniler, Rus ordularının da desteğiyle Doğu Anadolu'da büyük katliamlara girişmişlerdir. Türk-Ermeni ilişkileri tarihinde en büyük insan kaybının yaşandığı bu katliamlar esnasında öldürülen insanların büyük çoğunluğunu Türkler oluşturuyordu. Buna rağmen Ermeniler, insanları yanıltarak Türklerin Ermenileri katlettikleri şeklinde propaganda yapmak ve bazı sözde tarihçilere gerçek dışı kitaplar yazdırmak suretiyle dünya kamuoyunun desteğini almaya çalışmışlardır. Ermeniler, Türk milletini işlemediği bir suçla itham ederek, dünya kamuoyu karşısında mahkum etmeye çalışmaktadırlar. Son yıllarda birçok ülke parlamentosunda sözde Ermeni soykırım iddiaları gündeme getirilerek Türkiye'nin Ermeni taleplerini kabul etmesi yönünde baskı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Türk tarihinde ırk ayrımcılığı ve soykırım asla olmamıştır. Eğer Türkler soykırım yapsaydı, bugün Orta Asya'dan Orta Avrupa'ya kadar olan bölgede Türk'ten başka millet olmaz ve Ermeni milleti diye bir milleten de bahsedilmezdi.

Benzer Kitaplar