Bu sıradan bir not defteri değil. Bu defter hâlâ, blogumda yazmadan önce en gizli düşüncelerimi karaladığım süper-gizli not defterim. Eh, neredeyse popüler sayılabilecek blogumda yayınladığımda bazı düşüncelerim artık sır olmaktan çıkıyor. Ve sırf Sofia Becker’ın, yani benim, kulak misafiri olduğu bütün o ağız sulandıran dedikoduları yazma ihtiyacı duymam, unutkan olduğum anlamına gelmez. Bazen beynim sahne korkusuna kapılsa da (ki normal sayılabilecek bir altıncı sınıf beyninden bahsediyorum) unutkan değilimdir. Haberleri blogumda yayınlamadan önce, süper-önemli ayrıntıların birbirine girmemesi için ekstra-özel önlemler alıyorum, diyelim. Yoksa her şey birbirine karışabilir.