Mars’ta hayat var mı? türünden bir soru: Erkeklerin bir iç dünyası var mı? Anlatılacak, anlaşılacak bir yanı var mıdır erkeklerin, zaten apaçık görünenin ötesinde? Boyundurukları altında bir dünyada bile ancak ilâve boyunduruklar takınarak kendini koruyabilen bu canlı türünün acayipliklerine akıl sır erdirmek mümkün mü? Ümit Kıvanç’ın Erkek Hikâyeleri, hem erkek hırtlığına, hem de o hırtlıktan istifa eden erkeklerin hazin durumuna dair. İlk bölüm, dünyanın hâkimi pozisyonundaki ‘normal’ erkeklerin, yine de dertli ve bazen âciz ruh haline dikiz atıyor. İkinci bölümdeyse, hükmetme anlamında erkekliği beceremeyenlerin gönül burkan yalnızlıklarına. Üçüncü bölümün meselesini ithafından anlayın: Vicdan sahibi Yuppie’ler haline gelen eski arkadaşlara... Kadınlarla erkeklerin frekans farklılıklarından, bozuk frekanslardan etraflarına sinyaller gönderen ‘başka türlü’ insanların sessiz çırpınışlarına, komikten hüzünlüye seyrediyor Erkek Hikâyeleri. Gülersiniz. Ama yutkundurur da.

Benzer Kitaplar